Ahmet Mithat Efendi (1844-1912)
Yaşamı
1844
Doğum, İstanbul
1864
Tuna Vilayet Kalemi’ne atanır. Burada Arapça, Farsça, Fransızcasını geliştirip Mithat Paşa’nın yardımıyla vilayet gazetesi Tuna’da yazmaya başlar.
1869
Bağdat’a gönderilir. Buradaki vilayet gazetesi “Zevra”nın (Bağdat’ın eski adı) yöneticisi olur.
1871
İstanbul’a döner. Buradaki ilk görevi Ceride-i Askeriye başmuharrirliği olur (askerî gazete başyazarlığı). Bu dönemde kendi evinde de matbaa kurar ve farklı gazete ile dergiler çıkarır. Hepsi şiddetli dil ve islam düşmanlığı gerekçesiyle kapatılır.
1873
Rodos’a sürgüne gönderilir.
1876
Sürgündeyken “Menfa” (Sürgün) isimli eserini yayımlar ve Yeni Osmanlılar ile fikir ayrılıklarını vurgular.
1877
II. Abdülhamit’in tahta çıkmasından kısa bir süre sonra padişahın isteğiyle “Üss-i İnkılap” (İnkılabın Esası) isimli eserini yayımlar. Kitapta Tanzimat’tan II. Abdülhamit’e kadar olan gelişmeler; kısmen taraflı bir bakışla değerlendirilmiştir.
1878
“Tercüman-ı Hakikat” gazetesini çıkarmaya başlar.
1889
II. Abdülhamit tarafından Şarkiyatçılar (Batı kökenli Doğu bilimciler) Kongresi’ne delege olarak gönderilir.
1891
Natüralist bir roman kaleme alacağı iddiasıyla “Müşahedat”ı (Gözlemler) yazar.
1912
Ölüm, İstanbul
Önemli Olaylar
1873
"Dağarcık" dergisindeki yazıları ve Yeni Osmanlılara yakınlığı nedeniyle Rodos’a sürgüne gönderilir.
1875
Yanlış Batılılaşmayı anlatan en meşhur roman olan “Felatun Bey ile Rakım Efendi”yi yayımlar.
1876
Sürgündeyken “Menfa” (sürgün) isimli eserini yayımlar ve sürgüne gönderilmesinin bir “yanlış anlaşılma” olduğunu söyleyerek Yeni Osmanlılar ile fikir ayrılıklarını vurgular. Siyaset konusunda görüşlerinin aynı kaldığını söyleyerek kendinin Yeni Osmanlılar’dan tamamen ayırır.
1877
Ahmet Mithat, sürgün dönüşünde padişaha yakın durur. II. Abdülhamit’in tahta çıkmasından kısa bir süre sonra “Üss-i İnkılap” (İnkılabın Esası) isimli eserini yayımlar. Bu eser, II. Abdülhamit’in isteği ile yazılmıştır. Kitapta Tanzimat’tan II. Abdülhamit’e kadar olan gelişmeler; resmî tarih anlayışı doğrultusunda kısmen taraflı bir bakışla değerlendirilmiştir. Bu nedenle tam olarak siyasi duruşunu anlamak zorlaşır.
1889
II. Abdülhamit tarafından Şarkiyatçılar (Batı kökenli Doğu bilimciler) Kongresi’ne delege olarak gönderilir. Bu gezi sayesinde Avrupa'daki edebiyat ve fikir akımlarını yakından takip etme fırsatı bulur. Bu gezi sonrasında izlenimlerini “Avrupa’da Bir Cevelan” (Avrupa'da bir gezi) adlı eserinde aktarır.
1890
Romanın tarihini özetlediği ve edebiyata dair düşüncelerini aktardığı “Ahbar-ı Asara Tamim-i Enzar”ı (Edebi Eserlere Genel Bir Bakış) yayımlar. Bu kitapta hayaliyun-hakikiyun (romantizm-realizm) tartışmasına dair fikirlerini aktarır ve romantik akıma yakın durur. Bu kitaptaki temel görüşü; edebiyatın hayali olanı anlatması ve bunu yaparken toplumu eğitmesi gerektiğidir çünkü gerçeği tarihin anlattığıdır. Edebiyat, hayali olanı anlatırken aynı zamanda topluma faydalı olmalı ve insanları eğitmelidir.
1891
“Ahlaka ve Osmanlı'ya uygun” natüralist bir roman yazacağı iddiasıyla “Müşahedat”ı (Gözlemler) yazar.
1892
“Hayal ve Hakikat” romanını Fatma Aliye ile yazarak yayımlar. Böylece ilk kadın roman yazarımız edebiyat dünyasına adımını atmış olur.
Yazarlığı
Türler
Roman, hikâye, dergi ve gazete
Edebi akım
Hayaliyun (romantizm). Eserlerin halkı eğitmek için yazılması gerektiğini de vurgular. Hakikiyun (gerçekçilik) ve özellikle natüralizmi ahlaka aykırı bulur.
Hedefi
Halkı "Doğru Batılılaşma" konusunda eğitmek ve bilinçlendirmek. Bu hedefle o kadar çok eser üretmiştir ki “yazı makinesi” lakabını almıştır.
Etkilediği yazarlar
Fatma Aliye, Hüseyin Rahmi, Ahmet Rasim